22 YILLIK
UYARIM..
İŞTE SONA GİDEN YOL...
2.Bölüm
( Bu
yazımı 03 Eylül 2022 tarihinde yazdım 05
Eylük 2022 de yayınlamıştım.
Ancak uzun olduğu ve uzun yazılar okunmadığı için bölüm bölüm burada
yayınlıyorum)
Ülkemizde
sürekli olarak bir bölücülük ve bölme propagandası, insanları ötekileştirmek ve
farklı kutuplar ve gruplar haline sokarak idare edilmekte oynanan oyunları
görmemiz gerekmektedir. Biz bu oyunları artık görüyor ama sessiz kalıyorsak, bu
oyunların kurbanı olacağımızı sakın unutmayın. Ben önümüzdeki karanlık günlerin
kesinlikle bir kıvılcımla aydınlanacağına inanan biri olarak, Atatürk ilke ve
inkılâplarının bu ülkeye sağlayacağı ve getireceklerini görüyorum.
Büyük kayıplar yaşamış olabiliriz, büyük ekonomik
sıkıntıların içerisinde olabiliriz, ama biz tekrar çiftçimizle, işçimizle,
üreticimizle, üreten fabrikalarımızla, üreten çalışan insanlarımızla beraber
kaybettiğimiz bütün ekonomik giderleri, çaldırdığımız bütün ne kadar
birikimimiz varsa hepsini, bütün çalanların, bütün el koyanların hepsinden halk
olarak Devletimizi ve Cumhuriyetimizi yaşatarak alma gücüne sahip olduğumuzu
sakın unutmayın.
Biz İstiklal savaşında birlik ve beraberliği
göstermiş, bütün dünyanın imrendiği bir Türk milletiyiz. Bizim hiçbir şekilde
başka bir ülkenin, başka bir ülkede devrimler yaratmış onların devrimcilerine
veya onların liderlerinin önderliğine ihtiyacımız yok. Hiçbir şekilde Lenin’in,
Stalin'in, Max'ın veya ona benzer hiçbir liderin veyahut da düşünce adamının
yazdıkları veya oluşturdukları kitaplardaki düşüncenin peşinde olmamıza gerek
yok.
Bizim iki tane çok önemli sahip olduğumuz değer var:
Birincisi Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, O’nun ilke ve inkılapları, O’nun
bize bıraktığı devrimler, O’nun bize bıraktığı nasihatler ve O’nun bize
bıraktığı 783.562 metrekarelik topraklardır.
Bu bizim en büyük birinci sermayemizdir ve bu
sermayenin ikincisi de Türk oluşumuzdur. Türkler asla hiçbir şekilde ve hiçbir
nedenle bıkmaz, usanmaz, ölmekten korkmaz. Ölmek Tanrının yanına, kutsal
mekanına varmak demektir inancıyla yaşar. Ben size Türk olmanın onur ve gururu
ile tekrar birlik ve beraberliğimize bir an önce kavuşarak karanlığa bir ışık
yakmak için, bir kıvılcım çakmak için ateş yakmamızın gerekli olduğunu, bir
kıvılcım çakmanın, bir çoban ateşi yakmamız olduğuna inandığımı size haykırmak
istiyorum.
Gün olmuyor ki televizyonu açtığımda birinin bizi
dolandırdığını, birinin ülkenin çıkarlarını alıp menfaati uğruna mahvettiğini,
bizim geleceğimizi yok ettiğini duymadığım gün olsun. Ben zamanında medyada
görev yapmış, gazetecilik yapmış bir insan olarak hayatımda böyle tuhaf
medyatik bir ortam görmedim.
Medya demek halkın gözünde sessiz bir ordu, halkın
yanında duran ve onların sesi olan güç demektir. Nerede bu güç? Medyanın
tamamen taraflı şekilde siyasilerin taraflı yazarlarının kalem silahşorluğunü
yaptığı bir mecra haline geldiğine inanıyorum. Herkesi suçlamıyorum, tabii ki
müstesna insanlar var vatanını seven, milletini seven, doğruları söyleyen ve
doğruları savunan ve yazan insanlar var onları tenzih ediyorum.
Ancak gören gözler rahatlıkla görebiliyor ki her gün
bir diğer günden daha küçülerek ekonominin içerisinde boğulmuş ve ne yapacağını
bilmeyen bir halk var. Kredi kartları ile yaşayan ve bankaların para kazandığı,
bankaların sermayelerini her geçen gün kat ve kat arttırdığı bir ortamda
belirli insanların bizi küçük sınıfa attıklarını ve kendilerini o yer aldıkları
eski küçük sınıflarından çok daha yüksek bir yere getirerek bizi büyük bir ağın
içerisinde tuttuklarını görebiliyorum.
Yani bize balık muamelesi yapıyorlar. Bizi resmen
kepçelerindeki balık olarak görüyorlar. Belirli şirketler gruplar halinde bu
ülkenin bütün gelirlerini ve giderlerini neredeyse idare eder hale geldiler. Bu
anlattıklarımın hiçbir siyasi taraf olarak kabul edilmesi söz konusu
değildir. Ben hayatım boyunca hiçbir siyasi tarafta olmadım, bundan sonra da
olmayacağım.
Ancak taraf olacağım. Bu da ne demektir, devletin bekasını
sağlayabilecek ve devleti, insanların huzurunun olduğu bir düzene
getirebileceğine inandığınız tarafta olmalısınız. Bu konuda aklınızı
kullanacaksınız; çünkü Tanrı herkese akıl verdi.
Sevgiyle kalın, dünya sevgiyle
kurtulur, Tanrı sevgi ile yaşatmıştır. Tanrı sevgiyle bizi var etmiştir.
Sevgiyle kalın, esen kalın.
Uluç Levent ERTURHAN
05 Eylül 2022
Yorumlar
Yorum Gönder