BENİM BAŞ ÖRTÜLÜ BACIM”DAN GELİNEN NOKTA.
" Susun Artık Ey Cahil Zümre, Susun
Artık, Orta Çağ Zihniyetini Ortalığa Kusan Zihniyet’.
Geçmiş zaman içerisinde sanki ülkemizde onlarca yıldır büyük bir sorun gibi
her fırsatta ve her konumda “ Başörtüsü yasak, örtülü bacımın özgürlüğü
nerede?” diye bağırarak başörtüsü konusunu gündeme
getirdiler.
Yasalar nezdinde yer alan kılık kıyafet kanununca modern toplum için
disiplin edilmiş olmasına rağmen gelenek ve göreneklere sonradan da olsa girmiş
ve onlarca yıldır konu olmayan baş örtüsü birden ve ısrarla konu
edildi. “ Bu yasaktan dolayı kadınlar azap çekiyor özgürce
başörtülerini takamıyorlar ” diye feryat figan
edenlere " Nerede yasak var da sen bunu niye konu
ediyorsun, bu sadece siyasi bir taraf açıklamaları "
diyerek karşı çıkanlara sert sözler söylendi.
Sonuçta baş örtüsü siyaseten bir tarafın simgesi haline gelerek oldu TÜRBAN.
Tabi belirtmeliyim ki saf ve temiz bir inançla başını örtenleri tenzih
ediyorum. Burada konu ettiğim tamamen siyasi simge olarak kullanılan bir
konudur.
Ve bunu büyük bir konu haline getirerek en önemli gündemin arasına
sokanlar, sonunda sanki zafer kazanmışçasına başörtüsü adı ile çıktıkları bu
yolda "Türban", hatta daha da ileri giderek çeşitli model ve
şekillerle kadının kafasını örtmeyi başardılar.
Artık toplumun her noktasında başı açık ya da örtülü demeden yaşayan,
istediği modelde saçını kapatan insanlar yaşamakta. Hatta bu
kadınlarımız bir çok yerde ev gezmelerinde gezilerde veya toplantılarda son
derece mutlu bir şekilde yana yana gelmekteler. Hatta siyasal İslamı savunmayan
siyasi partilerin içinde bile yana yana gelmekteler.
ÇÜNKÜ HERKES BİLİYOR Kİ ÖZGÜRLÜK HER İNSANIN TANRI TARAFINDA VERİLMİŞ
HAKKI.
Kılık kıyafet Kanunu'na aykırı giyinmesine rağmen hiçbir savcının veya bir
cezanın uygulanmadığı giyim ve kuşamın da özgürce kullanılması sonucunda
ülkenin toplum düzeninin nasıl farklı bir hale geldiğini görmek için en
basitiyle sokağa çıkıp bir 15 dakika izlemeniz size birçok gerçeği ortaya
koyacaktır.
Bu ülke topraklarını kazanarak bize hediye eden, başta Mareşal Gazi Mustafa
Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyetin anayasal düzeni
içerisinde yer alan Kılık Kıyafet Kanunu esasları ve laik anlayışın getirdiği
özgürlüğü yanlış tercüme ederek ortaya koyanların maksat ve varmak istedikleri
sonucu görmemek mümkün değil.
O gün bu yasaları koyanların amacının, gelecekte ülkede kazanılmış olan
özgürlüğü yabancı güçlerin istila amacıyla yapacakları uzun vadeli planları ve
Türk insanının zayıf karnı olan Tanrıya ve inandıkları dine sarılmalarını
kullanarak ülkeye verecekleri zararları engellemek olduğunu maalesef kimse
anlamak istemedi.
O gün " Benim bacımın özgürlüğü yok " diyenler
bugün o bacımın özgürlüğünden çok daha ileri yol alarak " Namaz
kılmayanlar öldürülmeli " demenin hat safhaya çıktığı demeçler
vermekteler.
Bu günlerde kendisini hoca ilan etmiş dini bilgisinin nereden geldiği belli
olmayan bir takım kendini ulema gösteren “Şıh'ım”, “Şeyhim”, “Pirim”,
“Tarikat ve cemaat lideriyim” diyen insanlar, ekonominin kötü gidişatının
namaz kılmayanlar yüzünden olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyorlar.
Sadece buraya kadar da değil. Bu ülkede kanun yokmuş gibi Türkiye'de okunan
bir gazetede yazarın birisinin, “ Düğün deyip geçmeyin oradaki
kadınların günahı boynunuza ” şeklinde ifadeler kullanarak
yazdığı yazıda halkı nasıl kışkırttığını savcılar görmüyor.
Senin" Bacımın Özgürlüğü " diye bağırdığın
başörtüsünü veya saçı kapatmanın sağlanması için yaptığın o özgürlük kelimesini
ne zaman unuttun. Eğer senin bacının saçları o kadar önemliydiyse ve “
Özgürlük bacımın hakkı, istiyorsa saçını kapatmalı ” dediğinde haklı
isen, şimdi cevap ver; bu vatanın çocuklarının yani kızlarının "
Özgürce giyim ve kuşamının seni rahatsız ettiğini şimdi nasıl
söyleyebiliyorsun? " O zaman bu kapanmak istemeyenlerin özgürlüğü senin neyini rahatsız
ediyor, onu açıkla demezler mi insana. Bunları göremeyenler de ayrı bir
acı, nasıl göremiyorlarsa.
Maksatlar belli, hızla ve süratle Afganistan modeli bir ülkeye
dönüştürülmek isteniyoruz.
Bu tarikatçıların, şeriat isteyenlerin, Vahabi inançta yaşayan kişilerin
istekleri bunlar. Bunlar Türkiye'nin toplamında %13'ü geçmez.
Seslerinin çıkmasına izin verenler, sadece siyasal İslam adı
altındaki bu konuşmalara siyasi gelecek, siyasi destek ve oy potansiyeli
gördükleri için ses etmiyorlar. Ben tahmin ediyorum ki hiç kimse bunların
söylediklerini ciddiye dahi almıyor. Çünkü bu siyasi İslamcı düşüncedeki bazı
siyasilerin çocuklarının nerelerde okuduğuna ve yaşamlarına bir göz atın ne
demek istediğimi anlarsınız.
Ama bilinmesi gereken bir gerçek var ki yaratılan bu kaos ve ortaya çıkan
keskin konuşmalar, halkı kin ve nefrete yöneltmekten başka bir şey değildir.
İnsanların Özgürlüklerini Hiçe Sayarak Kendi İnancı Veya Kendi İnancı
Doğrultusunda Konuşan İnsanlar Veya Sanki Kutsal Kitaplarda Yer Alıyor Gibi
Anlatan Bu Kişilerin Karşılığında Beklentilerinin Ne Olduğu, Nasıl Bir Kara
Düşüncenin İçinde Olduklarını, Kendi Oldukları Konumda Rahat Edecekleri Bir
Orta Çağ Zihniyeti Veya Yaşamını İstedikleri Resmen Belli.
Böylece Zaten Çalışmadan Elde Ettikleri O Villalardaki, Çalışmadan Elde
Ettikleri O Lüks Arabalardaki Şaşaları Daha Da Artacak Ve Cahil Ve Okutulmamış
Olarak Bırakmak İstedikleri Toplumu Diledikleri Gibi İdare Edecekler.
SUSUN ARTIK EY CAHİL CÜMLE, SUSUN ARTIK ORTA ÇAĞ ZİHNİYETİNİ ORTALIĞA KUSAN
ZİHNİYET!.
Bu ülkenin çok daha büyük sorunları var. Bu ülkenin beka sorunu var, bu
ülkenin beka sorunundan daha başka önemli bir sorunu yok.
Biliyoruz bugünlere yanlışlar sonucunda geldiğimiz ekonomik sıkıntılarla ve
kaybettiğimiz 100 yıllık bir birikimin ortadan yok olmasıyla, sistemde kimin ne
yaptığı belli olmayan ve mafyanın her yere parmak soktuğu ve her yerde
görüldüğü bu durumla kayıplarımız çok fazla.
ANCAK ŞUNU BİLMELİSİNİZ Kİ, BİZ TÜRKLER BİR ARAYA GELİYORUZ VE BİZ
TÜRK BUDUNU BU ANADOLU TOPRAKLARINDA KÜLLERİMİZDEN NASIL TEKRAR DOĞACAĞIMIZI
ÇOK İYİ BİLİRİZ.
Onun için ben şahsım adına ne kadar ekonomik sıkıntılardan veya
kazanımlarımızı kaybetmiş olmamızdan dolayı üzüntü duysam da en kısa zamanda
Türk halkının Türk milletinin tekrar bunları yerine koyacağına adım kadar
eminim.
Ama öncelikle en büyük tehlike içimizdeki bu orta çağ zihniyetindeki
insanlardır.
Bir an önce anayasal sistem kullanılarak. yasaların izin
vermediği söylemlerle insanlara ve Türklüğün değerlerine saldıranların yine
yasalarla acilen susturulması gerekmektedir.
İNSANLARIN
ÖZGÜRLÜĞÜ BU KİŞİLERİN İKİ DUDAKLARI ARASINDAKİ SINIRLAR İÇERİSİNE
KİLİTLENEMEZ.
Sevgilerim Ve Saygılarımla
Uluç Levent ERTURHAN
08 Eylül 2022
Bu zamana kadar kulak verilmeyen bu ses duyulmalı artık.
YanıtlaSil